Laparaskopik Parsiyel Nefrektomi Ameliyatı
Laparaskopik Parsiyel Nefrektomi Ameliyatı – Böbrek kanserleri böbreğin idrarı üreten kısmının (parankim) kanserleri ve idrarın toplandığı havuzcuktan (toplayıcı sistem) kaynaklanan kanserler olarak ikiye ayrılabilir. Burada öncelikle parankim kanserlerinden daha sonra da toplayıcı sistem kanserlerinden bahsedilecektir.
Gökhan GÖNÜL’ün Annesine Parsiyel Nefrektomi Ameliyatı yaptık.
Üroloji Uzmanı Op.Dr. Mesut Yeşil beşiktaşlı futbolcu Gökhan Gönül’ün annesine parsiyel nefrektomi ameliyatını gerçekleşti.
Laparoskopik teknikte, zamana karşı gerçekleştirilen bu cerrahide en üst düzeyde cerrahi damar disseksiyonu ve vücut içinde dikiş atma deneyimine sahip olmayı gerektirmektedir.
Laparoskopik Parsiyel Nefrektomi nedir?
Laparoskopi, genel bilinen adıyla kapalı ameliyat, ameliyat edilecek organa ulaşmada kullanılan bir yaklaşım biçimidir. Bunun dışında gerçekleştirilen ameliyatın açık ameliyattan hiçbir farkı yoktur.
Laparoskopik ameliyatta böbreğe büyük bir kesi, yani açık yara ile yaklaşmak yerine, 3-5 adet 0,5 ve 1 cm. lik mini kesilerden (deliklerden) ulaşılır. Bu deliklerden birinden içerideki görüntüyü sağlayan kamera, diğerlerinden ameliyatı gerçekleştirmekte kullanılan çeşitli cerrahi aletler ameliyat sahasına iletilir.
İşlem esnasında, karın içinde cerraha çalışma alanı yaratabilmek için, karın içi gazla doldurulur.
Böbreğinizin hastalıklı kısmı uygun yöntemle kesilerek çıkartıldıktan sonra bir torbaya konarak vücut dışına alınır. Vücut dışına çıkarma esnasında 1 cm olan kesilerden bir tanesi birkaç cm. büyütülür veya yeni bir kesi yapılır.
Hastalıklı kısım çıkartıldıktan sonra, böbreğin parenkim adı verilen kısmında veya idrar bulunduran kısımlarında oluşan açıklıklar gerekiyorsa dikişlerle kapatılır. Bu sırada idrar veya kan sızıntısı olasılıklarını azaltmak için gerekli bazı maddeler de kullanılabilir. İşlem sonunda kanama kontrolü yapılır, karın içindeki gaz çıkartılır ve ameliyat bölgesine bir dren yerleştirilebilir.
Laparoskopik Parsiyel Nefrektominin avantajı nedir?
Ameliyat olarak tamamen sağlığınıza kavuşmanız olanak dahilindedir. Laparoskopik parsiyel nefrektominin açık parsiyel nefrektomiye göre bazı avantajları vardır.
Büyük bir yara yerine birkaç mini kesi olması ameliyat sonrası ağrıyı azaltır, iyileşme dönemini ve günlük hayata dönüşü hızlandırır.
Laparoskopik ameliyatlarda genel olarak kan kaybı daha azdır, bu nedenle ameliyatta kan veya kan ürünü alma gereksinimi ve ameliyat sonrası halsizlik daha azdır.
Laparoskopik Parsiyel Nefrektomiye alternatif tedaviler nelerdir?
Laparoskopi yerine aynı ameliyat açık yöntemle gerçekleştirilebilir. Ayrıca bazı özel durumlarda ve küçük tümörlerde, böbrekteki tümör hücreleri yüksek ısı (radyofrekans) veya düşük ısı (kriyoterapi) kullanılarak öldürülebilir. Bu konuda detaylı bilgiyi hekiminizden alabilirsiniz.
Ameliyat olunmazsa ne olur?
Laparaskopik Parsiyel Nefrektomi Ameliyatı olunmadığı takdirde tümör büyüyebilir, çevre organlara veya uzak organlara yayılım gösterebilir, tam sağaltım sağlamak mümkün olmayabilir.
Laparaskopik Parsiyel Nefrektomi Ameliyatı genel anestezi verilerek uygulanacağı için “Anestezi Öncesi Hasta Bilgilendirme Formu ve Anestezi Uygulanacak Hasta Onam Formu” ile size bilgi verilip onayınız alınacaktır. İşleme ait olası riskler:
Ameliyat sonrası omuz ağrısı, veya karında şişkinlik ve ağrı olabilir.
Bir kısmı çıkarılan böbreklerin fonksiyonları bozulabilir ve geriye kalan böbrek dokusunun işlevinin yetersiz kalması durumunda ameliyat sonrası kısa ya da uzun süreli diyaliz (suni böbrek) gereksinimi olabilir. Ameliyat sırasında veya sonrasında büyük böbrek damarlarından, karın arka duvarındaki ana damarlardan, çevre organ veya damarlarından kanama olabilir. Bu durumda kan verilmesi ya da tekrar ameliyat yapılması gerekebilir. Karına giriş yerlerinde cilt altı veya adale damarlarında kanama olursa, karın cildinde morluklar oluşabilir.
Ameliyat sahasına yakın akciğer dokusunda küçük bir bölgede sönme/çökme meydana gelebilir ve bu zatürre gelişmesi için uygun zemin oluşturabilir. Bu durumda fizyoterapi ve antibiyotik kullanımı gerekli olabilir. Böbreğin bir kısmı çıkartıldıktan sonra böbreğin geriye kalan kısmından idrar sızabilir. Bu durumda idrar yollarına kateter konulması (çift J kateter) veya tekrar ameliyat yapılması gerekebilir.
Ameliyat sonrasında karında abse gelişebilir. Abse cerrahi, ultrason eşliğinde yerleştirilecek tüp (perkütan drenaj) ve antibiyotik kullanılarak tedavi edilebilir.
Ameliyat sırasında ve sonrasında atılan idrar miktarını belirlemek amacıyla üretral kateter (idrar sondası) takılabilir.
Ameliyat sonrasında idrar renginin kanama açısından takibi veya özellikle erkek hastalarda yaşanacak idrar atılması zorlukları nedeniyle üretral kateter takılması (idrar sondası) gerekebilir.
Ameliyat sırasında bağırsak yaralanması olabilir. Yaralanma ameliyat sırasında belirlenirse hemen laparoskopik olarak veya açık ameliyata geçmek yoluyla tedavi edilebilir. Ameliyat sırasında belirlenemeyen bağırsak yaralanmaları için tekrar cerrahi gerekebilir ve bu durumda genellikle açık ameliyat tercih edilir. Her iki durumda da hastalara nazogastrik tüp (burun-mide sondası) takılabilir.
Ameliyat sonrası bağırsak hareketleri yavaşlayabilir veya durabilir. Bu nedenle bağırsakta sıvı birikmesi ve kusma gelişirse ileri tedavi gerekebilir.
Karın içerisindeki ameliyat bölgesinde yapışıklıklar meydana gelebilir ve bu durum bağırsak tıkanıklıklarına sebep olabilir. Yapışıklıklara bağlı kısa veya uzun dönemde sorunlar gelişebilir ve bunlar ileride cerrahi tedavi gerektirebilir.
Bazı kişilerde ameliyat yerlerinde yaranın iyileşmesi anormal olabilir, yarada kalınlaşma, kızarıklık ve ağrı görülebilir.
Giriş yerlerindeki kesilerde enfeksiyon veya buralardan fıtık gelişmesi olabilir.
Bacaktaki venlerden (toplar damarlar) birinde ağrının ve şişliğin eşlik ettiği pıhtıya bağlı tıkanma (derin ven trombozu) gelişebilir. Oluşan pıhtıdan kopan bir parça akciğerlere giderek (pulmoner emboli) nefes darlığına neden olabilir. Bu olay ciddi sonuçlar doğurabilir, ölüme sebebiyet verebilir.
Parsiyel nefrektomide, yalnızca böbrekteki tümörün veya hasta alanın çıkartılması hedeflenmiştir ancak, ameliyatta cerrahi sınırda tümör saptanırsa veya hastalığın ameliyat öncesinde düşünülenden daha yaygın olduğu belirlenirse ya da oluşabilecek kanama sonucunda böbreğin tamamının alınması gerekebilir.
Ameliyat kanser için gerçekleştiriliyorsa, ileride kanser ameliyat bölgesinde veya vücudun başka bir bölgesinde nüks edebilir.
Ameliyat laparoskopik yöntemle arzu edilen şekilde ve/veya güvenle gerçekleştirilemiyorsa, ameliyatı gerçekleştiren cerrah el yardımlı laparoskopiye veya açık ameliyata geçmeyi tercih edebilir
- Published in Böbrek kanseri
Böbrek Kanseri Tanı ve Tedavisi
Böbrek kanseri nedir?
Böbrek kanseri , her biri yaklaşık yumruk büyüklüğünde ve fasulye şeklinde olan böbreklerde başlar. Böbrekler omurganızın iki tarafında birer tane olacak şekilde, karın içi organlarınızın arkasında yer alırlar.
Erişkinlerde en yaygın böbrek kanseri türü, kanseröz tümörlerin yüzde 90’ını oluşturan renal hücreli karsinomdur. Böbrek kanserinin daha az görülen diğer türleri de gelişebilir. Küçük çocuklarda görülmesi en muhtemel böbrek kanseri türü, Wilms tümörüdür.
Böbrek kanserinin görülme sıklığı (insidansı) artıyor gözükmektedir. Bunun bir sebebi, bilgisayarlı tomografi (BT) gibi görüntüleme testlerinin daha sık kullanılabildiği gerçeği olabilir. Bu testler, daha fazla böbrek kanseri vakalarının kazara keşfedilmesine yol açabilir. Birçok olguda, böbrek kanseri, tümörlerin küçük olduğu ve böbreklerde sınırlı kaldığı erken evrede tespit edilir ve böylece tedavi edilmeleri daha kolay olur.
Böbrek kanseri belirtileri nelerdir?
Böbrek kanseri nadiren erken evrelerde belirti veya bulguya neden olur. Günümüzde de belirtilerin olmaması durumunda böbrek kanseri taraması için kullanılan rutin testler bulunmamaktadır. İlerleyen evrelerde böbrek kanserinin belirti ve bulguları aşağıdakileri içerebilir:
- İdrarda kan bulunması sonucu idrarın pembe, kırmızı ya da kola renginde görünmesi
- Geçmeyen sırt ya da yan ağrıları
- İştah kaybı
- Açıklanamayan kilo kaybı
- Yorgunluk
- Başlayıp kendiliğinden geçen ateş (aralıklı)
Ne zaman doktora görünmelisiniz?
Sizi kaygılandıran herhangi bir ısrarcı bulgu veya belirtiniz bulunuyorsa doktorunuzdan randevu alın.
Böbrek kanseri sebepleri nelerdir?
Birkaç risk faktörü bulunmasına rağmen, böbrek kanserinin en sık görülen türü olan renal hücreli kansere neden olan etmen bilinmemektedir.
Doktorlar, böbrek kanserinin, bazı kanser hücrelerinin DNA’larında mutasyon geliştiğinde başladığını bilmektedir. Bu mutasyonlar, hücrelerin hızla büyümesine ve çoğalmasına neden olurlar. Çoğalan anormal hücreler, böbreğin dışına uzanabilen bir tümör oluştururlar. Bazı hücreler kitleden ayrılıp vücudun uzak alanlarına yayılabilirler (metastaz yaparlar).
Böbrek kanseri risk faktörleri nelerdir?
Böbrek kanseri riskini artıran faktörler arasında aşağıdakiler sayılabilir:
- İleri yaş. Yaşınız ilerledikçe böbrek kanserine yakalanma riskiniz artar.
- Sigara içenlerin böbrek kanserine yakalanma riski sigara içmeyenlere göre daha fazladır. Bu risk, sigarayı bırakınca azalır.
- Obez bireylerin böbrek kanserine yakalanma riski ortalama kiloda olduğu kabul edilen bireylere göre daha fazladır.
- Yüksek tansiyon (hipertansiyon) Yüksek kan basıncı böbrek kanserine yakalanma riskini artırır.
- Böbrek yetmezliği tedavisi. Kronik böbrek yetmezliği için uzun süreli diyaliz alan bireylerin böbrek kanserine yakalanma riski daha fazladır.
- Bazı genetik sendromlar. Von Hippel-Lindau hastalığı, Birt-Hogg Dube sendromu, tuberöz skleroz kompleksi, kalıtsal papiller böbrek hücreli kanser ya da ailesel renal kanser gibi belirli kalıtımsal sendromlarla doğan bireylerin böbrek kanserine yakalanma riski daha fazla olabilir.
- Ailede böbrek kanseri öyküsü. Kalıtımsal sendromların olmaması halinde bile, ailede güçlü bir böbrek kanseri geçmişi olan bireylerin böbrek kanserine yakalanma riski daha fazladır.
- İş yerinde bazı maddelere maruz kalmak. Bunlara kadmiyum ya da bazı herbisitlere maruz kalmak örnek verilebilir.
Böbrek kanserinden korunmak için ne yapılabilir?
Sağlığınızı iyileştirmek için atılacak adımlar böbrek kanserine yakalanma riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Bu riski azaltmak için aşağıdakileri yapmayı deneyin:
- Sigarayı bırakın. Sigara içiyorsanız bırakın. Destek programları, ilaçlar ve nikotin replasman ürünleri dâhil olmak üzere, sigarayı bırakmak için birçok seçenek bulunmaktadır. Doktorunuza sigarayı bırakmak istediğinizi söyleyin ve seçenekleri beraber tartışın.
- Sağlıklı vücut ağırlığını koruyun. Sağlıklı vücut ağırlığını korumaya çalışın. Fazla kilolu ya da obez iseniz, günlük aldığınız kalori miktarını azaltın ve haftanın çoğu günü fiziksel olarak aktif olmaya çalışın. Doktorunuza kilo vermenize yardım edecek diğer sağlıklı stratejileri sorun.
- Yüksek kan basıncını kontrol edin. Sonraki muayenenizde doktorunuzdan kan basıncınızı kontrol etmesini isteyin. Kan basıncınız yüksek ise, değerleri düşürmek için seçeneklerinizi doktorunuza danışın. Spor, kilo vermek ve beslenme alışkanlıklarınızı değiştirmek gibi yaşam tarzı değişiklikleri yararlı olabilir. Bazı bireylerin kan basıncını düşürmek için ilave ilaç kullanması gerekebilir. Seçeneklerinizi doktorunuzla görüşün.
Böbrek kanseri tanısı nasıl yapılır?
Böbrek kanserinin tanısını koymakta kullanılan testler ve işlemler aşağıdakileri içerebilir:
- Kan ve idrar tetkikleri. Kan ve idrar tetkikleri doktorunuza, belirti ve semptomlara neyin sebep olduğunu anlama konusunda ipucu verebilir.
- Görüntüleme tetkikleri. Görüntüleme testleri, doktorunuzun böbrek tümörü ve anormallikleri görebilmesini sağlar. Görüntüleme tetkikleri arasında ultrason, bilgisayarlı tomografi (BT) taraması ya da manyetik rezonans görüntüleme (MRG) sayılabilir.
- Böbrek dokusundan bir örnek alınması (biyopsi). Doktorunuz, nadir durumlarda, böbreğinizin şüpheli bir alanından küçük hücre örnekleri alınması (biyopsi) işlemini önerebilir. Bu örnek, kanseri belirtileri aranmak üzere bir laboratuarda incelenir.
Böbrek kanserinin evreleri nelerdir?
Doktorunuz böbrek kanseri olabilecek bir böbrek lezyonunu belirlediğinde bir sonraki adım kanserin yayılımını (evresini) belirlemektir. Böbrek kanserini evrelemek için yapılan tetkikler arasında ilave BT taramaları ya da doktorunuzun uygun göreceği diğer görüntüleme testleri yer alabilir.
Sonrasında, doktorunuz kanserinize evre adı verilen bir sayı atar. Böbrek kanseri evreleri aşağıdaki gibidir:
- Evre I. Bu evrede tümör çapı 2 ¾ inç (7 cm) boyutuna kadar çıkabilir. Tümör böbrek içinde sınırlı kalır.
- Evre II. Evre II böbrek tümörü Evre I tümörden daha büyük olmakla beraber yine böbrek içinde sınırlı kalır.
- Evre III. Bu evrede, tümör, böbrek dışındaki çevre dokulara uzanım gösterir ve yakındaki lenf nodlarına da yayılmış olabilir.
- Evre IV. Kanser böbrek dışına, çok sayıda lenf noduna ya da, kemikler, karaciğer ya da akciğerler gibi vücudun uzak alanlarına yayılır.
Böbrek kanseri tedavisi nasıl yapılır?
Siz ve tedavi ekibiniz böbrek kanserinin tedavi seçeneklerini birlikte tartışabilirsiniz. Sizin için en iyi yaklaşım, genel sağlık durumunuz, böbrek kanserinin türü, kanserin yayılıp yayılmaması ve tedavi tercihleriniz dâhil olmak üzere, bir dizi faktöre bağlıdır.
Böbrek kanseri ameliyat
Çoğu böbrek kanseri için ana tedavi yöntemi, tümörü çıkarmak ve böbreğin doğal fonksiyonlarını korumak için yapılan ameliyatlardır. Böbrek kanseri tedavisinde kullanılan cerrahi işlemler arasında aşağıdakiler sayılabilir:
- Etkilenen böbreğin alınması (Nefrektomi). Radikal nefrektomi bir böbreğin tam olarak çıkarılması, sağlıklı dokunun bir kısmının alınması ya da bazı durumlarda, lenf nodları, böbrek üstü bezleri ya da diğer yapılar gibi, başka yakın dokuların alınmasını kapsayabilir. Cerrah nefrektomiyi batından ya da yandan tek bir kesi yoluyla (açık nefrektomi) ya da karında bir dizi küçük kesi yoluyla (laparoskopik ya da robot yardımlı laparoskopik nefrektomi) gerçekleştirebilir.
- Tümörün böbrekten çıkarılması (Parsiyel nefrektomi). Böbrek koruyan ya da nefron koruyan ameliyat olarak da bilinir. Cerrah, tüm böbreği almak yerine tümörü ve çevresindeki az miktarda sağlıklı dokuyu çıkarır. Bu, açık bir işlem olarak ya da laparoskopik ya da robot yardımıyla yapılabilir. Böbrek koruyan ameliyat küçük böbrek kanserlerinde yaygın kullanılan bir tedavi yöntemidir ve yalnızca bir böbreğinizin olması durumunda bir seçenek olabilir. Mümkün olması halinde, böbrek koruyan ameliyat genelde böbrek fonksiyonlarını korumak ve böbrek hastalığı ve diyaliz ihtiyacı gibi daha sonra oluşabilecek komplikasyon riskini azaltmak için radikal nefrektomiye tercih edilir.
Doktorunuzun tavsiye edeceği ameliyat çeşidi, sizdeki kansere ve evresinin yanı sıra genel sağlık durumunuza bağlıdır. Ameliyat kanama ve enfeksiyon riski taşımaktadır.
Kanserin böbrekte sınırlı kalması halinde ameliyat genellikle ihtiyaç duyulan tek tedavi yöntemidir ve ilaç veya radyoterapi gerekmez. Tek gereken rutin takip muayeneleridir.
Cerrahi olmayan tedaviler
Bazı bireylerde, küçük tümörleri yok etmede ameliyatsız alternatif tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Bu seçenekler aşağıdakileri içerir:
- Kanser hücrelerini dondurma tedavisi (Kriyoablasyon). Kriyoablasyon için cildinize içi boş olan özel bir iğne yerleştirilir ve ultrason ya da başka görüntüleme yöntemleri kılavuzluğunda böbrekteki tümöre ulaşılır. İğne içindeki soğuk hava, kanser hücrelerinin soğutulması ya da dondurulması için kullanılır.
- Kanser hücrelerini ısıtma tedavisi (radyofrekans ablasyonu). Radyofrekans ablasyonda, özel bir prob ciltten girilir ve probun yerleşimini yönlendirmek üzere ultrason ya da başka görüntüleme kılavuzluğunda böbrek tümörü içine ilerletilir. İğneden elektrik akımı geçerek kanser hücrelerine müdahale edilir ve kanser hücrelerinin ısıtılması ya da yakılması sağlanır.
Bu işlemlerin bazı hastalar için avantajları bulunmaktadır ve diğer cerrahi işlemlerin uygulanamadığı kişilerde ve böbrek tümörü küçük olan bireylerde potansiyel bir seçenektir.
İlerlemiş ve nükseden böbrek kanserinde tedaviler
Nükseden ve vücudun diğer alanlarına yayılan böbrek kanserlerinin tedavisi mümkün olmayabilir, fakat bunlar tedavi ile kontrol altına alınabilirler. Bu durumlarda, tedavi seçenekleri aşağıdakileri içerebilir:
- Mümkün olan en çok miktarda böbrek tümörünün çıkarılmasını amaçlayan ameliyat. Ameliyatla kanserin tamamen çıkarılması mümkün olmasa da, bazı durumlarda kanserin mümkün olan en çok miktarda çıkarılması yararlı olabilir. Ameliyata, aynı zamanda vücudun diğer bir alanına yayılmış kanseri çıkarmak için başvurulabilir.
- Kanserle savaşmak için bağışıklık sisteminizden yararlanan ilaçlar (biyolojik tedavi). Biyolojik tedavi (immunoterapi) kanserle savaşmak için vücudunuzun bağışıklık sistemini kullanır. Bu kategorideki ilaçlar arasında, vücudunuzda üretilen kimyasal maddelerin yapay hâli olan İnterferon ve Aldesleukin (Proleukin) bulunmaktadır. Nivolumab (Opdivo), bazı durumlarda ileri evre renal hücreli karsinomun tedavisinde kullanılan bir immunoterapidir.
- Hedefe yönelik tedavi. Hedefe yönelik tedaviler, böbrek kanseri hücrelerinde görülen ve çoğalmalarına neden olan belirli anormal sinyalleri engeller. Bu ilaçlar, vücudun başka bölgelerine yayılan böbrek kanserinin tedavisinde umut vaat etmektedir. Hedefe yönelik ilaçlar olan Cabozantinib (CaboMetyx), Axitinib (Inlyta), Bevacizumab (Avastin), Pazopanib (Votrient), Sorafenib (Nexavar) ve Sunitinib (Sutent); kanser hücrelerini besleyen ve yayılmalarına imkan tanıyan kan damarlarının büyümesinde rol oynayan sinyalleri engellerler. Temsirolimus (Torisel) ve Everolimus (Afinitor), kanser hücrelerinin çoğalmasına ve hayatta kalmasına neden olan sinyalleri engelleyen hedefe yönelik ilaçlardır. Araştırmacılar, belirli genlere sahip hastaların, belirli hedefe yönelik tedavilere ne şekilde yanıt vereceği ile ilgili çalışmalar yapmaktadır.
- Radyasyon tedavisi. Radyasyon tedavisi kanser hücrelerini öldürmek için X ışınları gibi çok güçlü enerji demetlerini kullanılır. Radyasyon tedavisi bazen kemik ya da beyin gibi vücudun başka bölgelerine yayılan böbrek kanserini kontrol altına almak ya da belirtilerini hafifletmek amacıyla kullanılır.
- Klinik çalışmalar. Tümör türünüze, kanserin evresine ve prognozunuza bağlı olarak doktorunuz size ilgili klinik araştırma çalışmaları hakkında bilgi verebilir. Bazı klinik çalışmalar, potansiyel olarak kullanılabilecek tedavilerin güvenliğini ve etkililiğini değerlendirir. Diğer klinik çalışmalar, hastalığı engellemek ya da teşhis etmek amacıyla yeni yollar bulmayı amaçlar.
Almayı düşündüğünüz herhangi bir tedavinin yararlarını, risklerini ve muhtemel yan etkilerini doktorunuzla ayrıntılı olarak görüşün.
- Published in Böbrek kanseri, Üroonkoloji