Transüretral mikrodalga tedavisi (TUMT)
TUMT tedavisi son teknolojisi ile artık Bursa’da Mesut Yeşil kliniğinde
Özellikle kronik prostatit ve uygun prostat hastalarında ameliyatsız tedavi olarak önerilmektedir.
Prostat transüretral mikrodalga tedavisi (TUMT), prostat dokusunun işeme kanalını kapatan parçalarını yok etmek için mikrodalga enerjisini kullanan endoskopik (kapalı) bir yöntemdir. Prostatın tedavi edilen kısmı ya vücut tarafından emilir ya da işlemden sonra idrarla atılır. TUMT’ in amacı prostat hacmini azaltmak ve işeme şikayetlerini iyileştirmektir.
TUMT Nasıl Yapılır?
TUMT için genel, spinal veya lokal anestezi alırsınız. Doktor, anestezi altındayken, bir mikrodalga anteni ve balonu olan rezektoskop üretra yoluyla mesaneye girmek için bir kullanır. Anten, mikrodalga enerjisi ile prostat dokusunu ısıtır ve balon antenin prostat içindeki yerini korur (Şekil 8). Prosedürden sonra idrar yapabilmeniz için mesaneye farklı bir sonda yerleştirilir. Birkaç gün sonra sonda çıkarılır.
TUMT’ü Ne Zaman Düşünmeliyim?
TUMT, 30-80 mililitre arasında prostatı olan, minimal invaziv tedaviyi tercih eden veya diğer tıbbi koşullar nedeniyle anestezi alamayan erkeklere önerilir.
TUMT Ameliyatı Kimler İçin Uygundur?
TUNA, prostat büyüklüğü 80 gramdan küçük olan, endoskopik tedaviyi tercih eden veya diğer tıbbi koşullar nedeniyle ameliyat olmaya uygun olmayan prostat büyümesi olan erkekler için tavsiye edilir.
Günlük Faaliyetlerime Geri Dönmem Ne Kadar Sürer?
Çoğu durumda, TUMT’tan birkaç saat sonra hastaneden çıkabilirsiniz. Hastaneden ayrılırken araba kullanmayın, çünkü anesteziden sonra hâlâ uykulu olabilir. İşlem gününde yeterli dinlenmeye dikkat edin. Sonda alındıktan sonra idrarda birkaç hafta kan görülebilir.
Ameliyattan sonraki 4-6 hafta boyunca:
- Her gün 1-2 litre sıvı, özellikle de su içilmesi
- 5 kilodan daha ağır şey kaldırmayın
- Ağır bir egzersiz yapmayın ve bisiklet sürmekten kaçının
- Termal banyolara ya da saunaya gitmekten sakının
- Diyetinizi kontrol ederek kabızlığı önleyin
İşlem sonrası 2-3 hafta seks yapmaktan kaçının. Sperminizde 2-3 hafta kan olabilir.
Aşağıdaki durumlarda doktorunuza veya hemen hastaneye gitmeniz gerekir:
- Ateş geliştiğinde
- 38 dereceden fazla ateşiniz olursa
- Sonda alındıktan sonra idrar yapamazsanız
- Ciddi kanamanız ya da ağrınız olursa (idrarda)
TUMT’un Avantajları
- Lokal anestezi altında yapılabilir
- Çoğu durumda hastanede kalmaya gerek olmaması
- Komplikasyon riski düşüktür
- Kan sulandırıcı kullanıldığında bile uygulanması ( Bu tür ilaçları ameliyat öncesi kesmeye gerek olmaması)
TUMT’un Dezavantajları
- Büyük prostatların tedavisinde daha az etkili
- Ameliyat sonrası evde birkaç gün sonda kullanılması gerekir
- İdrar akışı ve şikayetlerin uzun sürede iyileşmesi
- Prostat büyümeye devam ettiği için birkaç yıl sonra tekrar bir prostat ameliyatı ihtiyacı duyulabilir.
- Published in Androloji
Penil Protez İmplantasyonu (Mutluluk Çubuğu)
Penil Protez Kimlere Takılır ?
Penil protez sertleşme problemi olan tüm erkek hastalara uygulanabilir bir tedavidir.
Hangi Aşamadan Sonra Penil Protez Takılmalıdır ?
Medikal tedavi ve ilaç tedavisi ile yanıt alamadığımız tüm hastalara her yaşta uygulanabilecek bir yöntemdir.
Penil Protez (Mutluluk Çubuğu) Çeşitleri Nelerdir?
Penil protez diğer tedavi yöntemlerini denemiş ancak başarısız olmuş erkeklere yeniden erekte olma şansı veren cerrahi bir işlemdir. İşlem penisin her iki tarafına protezler yerleştirmeyi içerir. Penil protez çeşitleri genel olarak şişirilebilir ve yarı sert (bükülebilir) olmak üzere iki çeşittir.
Penil protezleri ilişki içindeki doyumda büyük bir fark yaratabilir. Ancak bu penil protezlerinin sertleşme problemi olan tüm erkekler için en iyi seçenek olduğu anlamına gelmez. Diğer tedavi yöntemleri işe yaramadığında ve başka bir seçenek kalmadığında penil protezine başvurulmalıdır. Bazı erkekler için penil protezi tek etkili seçenek olabilir. Kişi penil protezi yaptırmayı düşünüyorsa hangi implant türünün kendisi için uygun olduğuna karar vermesi ve işlemin riskleri hakkında bilgi sahibi olması için mutlaka tecrübe sahibi bir doktora danışmalıdır.
Şişirilebilir Protezler
Şişirilebilir protezler iki parçalı şişme protezler ve üç parçalı şişme protezler olmak üzere ikiye ayrılır. Her iki protez de hava ile değil vücuda yerleştirilmiş bir sıvı rezervuarından gelen sıvı ile doldurulur.
İki parçalı şişme protezlerin kullanımı daha kolaydır. Penise yerleştirilmiş bir çift silindir ve testis torbasında yer alan bir pompayı içeren sıvı dolu bir cihazdır. Pompanın sıkılması ve bırakılması sıvıyı silindirlere doğru hareket ettirerek ereksiyon oluşmasını sağlar.
İki parçalı şişme protezleri kişi erekte olmak istediğinde pompalar. El becerisi sınırlı olan erkekler için iyi bir seçenektir. Kişinin artrit rahatsızlığı varsa veya ellerini kullanmakta zorluk çekiyorsa iyi bir seçenek olabilir. Bununla birlikte pompa küçüktür ve şişirilmesi zor olabilir. Ayrıca silindirlere yalnızca küçük bir miktar sıvı aktarıldığından erekte duruma penis üç parçalı şişme protezde olduğu kadar sert değildir. Bazı durumlarda anormal bir his ve görünüm yaratabilir ve uzun süreli kullanımda penis etinin bozulmasına ve incelmesine neden olur.
Üç parçalı şişme protezler iki parçalılara nazaran biraz daha karmaşıktır. Silindir ve pompaya ek olarak ayrı bir hazne de içerirler. Eklenen parçalar çeşitli yararlar sağlar. Üç parçalı şişme protezler peniste bir çift silindir, testis torbaları içine yerleştirilmiş bir pompa ve alt karına yerleştirilmiş bir tuzlu su deposu içerir. Pompanın sıkılması ve bırakılması sıvıyı silindirlere doğru hareket ettirerek ereksiyon oluşturur. Sonrasında pompanın üzerindeki tahliye vanası sayesinde cihaz söndürülür ve penis yumuşak, sarkık ve doğal görünümlü bir duruma döner. Ek rezervuar alanı bu cihazla elde edilen ereksiyonların iki parçalı protezlere göre daha sert olmasını sağlar.
Üç parçalı şişme protezler en gelişmiş ve popüler şişirilebilir protez modelidir çünkü doğal bir ereksiyona çok yaklaşır ve kullanılmadığında peniste doğal ve sarkık bir görünüm sağlar. Daha büyük ve daha yumuşak pompa ise silindirleri şişirmeyi kolaylaştırır. Daha büyük bir miktarda sıvı silindirlere aktarıldığı için oluşan ereksiyon tüm implant seçeneklerine kıyasla en sert olanıdır.
Üç parçalı şişme protezler penis dik dururken ve sarkıkken normal bir görünüm ve his veren tek protez seçeneğidir. Kullanılmadığı zaman penis eti üzerinde az basınç oluşturduğu için penis etinin bozulmasına ya da incelmesine neden olmaz. Vücutta tamamen gizlenmiş durumdadır.
Yarı Sert (Bükülebilir) Protezler
Yarı sert (bükülebilir) protezler penis içine yerleştirilmiş bir çift yarı sert silindir içerir. Bükülebilen yarı sert silindirler ilişki sırasında manuel olarak yukarı kaldırılır ve kullanılmadığında manuel olarak aşağı itilir. Bazı bükülebilir protezler daha fazla sertlik sunabilir ancak bu durum diğer zamanlarda rahatsızlık potansiyelini de beraberinde taşır.
Yarı sert (bükülebilir) protezlerin en büyük avantajı yerleştirme kolaylığı ve düşük maliyettir. Bu cihazları yerleştirme işlemi şişirilebilir olanlara kıyasla daha basittir. Ayrıca bazı erkekler protezin mekanik parçaları bulunmadığı için kullanımlarını daha kolay bulmaktadır. Bununla birlikte erkekler protezi kullanmadıklarında sarkık bir penisten ziyade sert bir penise sahip olmaya alışmak zorundadır.
Bükülebilir protezler ameliyat sonrası ağrı ve rahatsızlığı neden olabilir çünkü kalıcı bir ereksiyon oluşturur. Bu durum bazı kişiler için anormal bir his ve görünüm yaratabilir, uzun vadede penis etinin zarar görmesine neden olabilir.
Penil Protez Çeşitleri
Penil protez dediğimiz mutluluk çubuğu iki çeşittir.
Bunlardan Birincisi;
Mailebil dediğimiz tamamen sertleşebilen ve o şekilde kalabilen yöntemdir.
Diğeri ise 3 parçalı dediğimiz normal fizyolojiye daha uygun hem sertleşebilen hem normal hale gelebilen mutluluk çubuğudur.
Penil Protez İmplantasyonu (Mutluluk Çubuğu) Nasıl Takılıyor ?
Biz fizyolojiye uygun olan materyali daha çok tercih ediyoruz. Bunu nasıl takıyoruz? Yaklaşık bir saatlik bir ameliyatla penise uyguluyoruz ve normal hali ile hastaları evlerine taburcu ediyoruz. Ortalama iki gün gibi hastanede yatırıyoruz. Bir hafta sonra kontrol ediyoruz. Hastalarımız altı hafta sonra kullanmaya başlıyorlar.
Penil Protez (Mutluluk Çubuğu) takan hastalar cinsel fonksiyonlarına dönebiliyorlar mı ?
Peki penil protez takılan hastalar eski erkek sağlığına yani cinsel fonksiyonlarına dönebiliyorlar mı ? En çok karşılaştığımız sorulardan birisi bu. Penil protez yaklaşık penisin içerisinde 2 tane çubuk cisim vardır. Bunların içerisine kan dolmadığı için sertleşme problemi yaşanmaktadır. Biz bunları ameliyatla içerisine bu çubukları yerleştiriyoruz ve bu çubuklar içerisine sıvı dolarak sertleşmeyi sağlıyorlar. İlişki sonrası sıvı rezervuarı var oraya boşalarak normal haline geliyor. Erkeklerin boşalmasında sertleşmesinde cinsel hazzında kesinlikle hiçbir problem ile karşılaşmıyoruz. Burada tabii önemli olan genellikle şeker hastalarında enfeksiyon açısından değerlendirmek ve kontrol altına almak gerekiyor. Ameliyat için en tehlikeli olan bu enfeksiyon olmadıktan sonra çok ciddi sıkıntı yaşamıyoruz.
Penil Protez İmplantasyonu (Mutluluk Çubuğu) Garantisi Var mı ? Bozulma Olabiliyor Mu?
Genelde firmalar ömür boyu bu protezlere garanti veriyorlar ancak mekanik bir cihaz olduğu için 5-10 yıl sonra bozulma olabiliyor. Peki bu olduğu zaman ne yapıyoruz ? Çok basit yine çok küçük bir ameliyat ile yerine yenisi takılabiliyor. Bu küçük bir komplikasyon herkes de olabilen bir şey değil çok az hastada karşılaştığımız ama belirtmekte de fayda gördüğümüz bir yol.
- Published in Sertleşme problemi
Sertleşme Problemlerinde ESWT (Şok Dalga Tedavisi)
ESWT nedir?
ESWT, kısaca şok dalga tedavisi, vücut dışında oluşturulan şok (basınç) dalgalarının çelik başlı bir aplikatör vasıtası ile vücudun istenilen bölgesine odaklanmasıyla uygulanan bir tedavi yöntemidir.
Böbrek taşını kırmak amacıyla geliştirilen bu tedavi yöntemi, topuk, dirsek ve omuz patolojileri başta olmak üzere kas iskelet sisteminin ağrılı durumlarında, tetik noktaların ve tedavi edilemeyen kas spazmlarının tedavisinde kullanılır.
Serleşme Sorununda ESWT Şok Dalga Tedavisi
Sertleşme sorunu, Türkiye’de 40 yaş üzeri erkeklerin yüzde 34’ünde; 60 yaş üzeri erkeklerde ise yüzde 69’unda görülen, yaygın bir ürolojik sorundur. Sadece yaşlılarda değil, ergenlikten itibaren her erkekte görülebilen sertleşme probleminin çeşitli nedenleri bulunmaktadır.
Nitekim sertleşme problemi sebebiyle üroloji uzmanına başvuranların sayısı yüzde 5 ila 10 arasında seyretmektedir. Oysa ki sertleşme problemi ufak müdahaleler, gerektiğinde cerrahi operasyonlarla giderilebilecek bir sorundur.
Sertleşme problemine karşı çeşitli tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Bunların başında da ESWT Şok Dalga tedavisi gelmektedir.
Sertleşme Sorunu Neden Olur?
Sertleşme sorunu, yaş farketmeksizin üç erkekten birinin yaşadığı geçici veya devamlı görülen, cinsel hayatı ve psikolojiyi olumsuz etkileyen bir problemdir. Sertleşme sorunun kaynağı ise bir ya da birden fazla neden olabilmektedir. Bu sorunlar organik nedenler yani fiziksel nedenler ve psikolojik nedenler olarak ikiye ayrılmaktadır.
Organik (Fiziksel) nedenler, erkeğin sağlığına etki eden bir rahatsızlığın, penisin sertleşme işlevine olumsuz etki etmesidir.
Penis sertleşmesini olumsuz etkileyen organik nedenler şunlardır:
- Damar tıkanıklığı, hipertansiyon, hiperlipidemi gibi damar hastalıkları,
- Testosteron düşüklüğü, hipotroid, hiperprolaktinemi gibi hormonal sorunlar,
- Şeker hastalığı, parkinson, prostat gibi nörojenik rahatsızlıklar,
- Antidepresanlar, antihipertansifler, kardiyak gibi yan etkili ilaçlar,
Bunların yanı sıra aşırı sigara, uyuşturucu ve sigara kullanımı da sertleşme problemlerine neden olabildiği gibi kötü beslenme, hareketsizlik de sertleşme işlevinde aksaklıklara neden olabilmektedir.
Sertleşme problemine neden olan psikolojik rahatsızlıklar, fiziksel bir rahatsızlığın sertleşmeyi etkilemesi üzerine oluşabildiği gibi, sertleşme probleminin temel nedeni de olabilmektedir. Sertleşme sorunu yaşayan hastaların neredeyse hepsinde psikolojik etmenler gözlemlenir. Sertleşmemeye neden olan psikolojik etmenlerin başında ise performans ve sertleşmeme kaygısı gelmektedir.
Genel olarak sertleşmeyi engelleyen psikolojik sorunlar şunlardır:
- Performans kaygısı,
- Sertleşme kaygısı,
- Cinsel bilgi eksikliği ve deneyimsizlik,
- Kişinin yetiştirilme şekli,
- Partner ile yaşanan sorunlar,
- Partnerin cinselliğe ve sorunlara karşı tutum ve yaklaşımı
- Partnerin cinsel sorunu,
- Yaşlanma sürecini kabullenememe,
- Günlük yaşamda strese neden olan maddi ve manevi sıkıntılar,
- Fiziksel ve psikolojik rahatsızlıklar,
- Partnerin hamile olması, emzirmesi veya menopoza girmesi.
Bursa ESWT Sertleşme Sorunu Tedavisi
Sertleşme sorunu geçici veya sürekli olabilen, hastanın cinsel hayatını olumsuz etkileyen bir rahatsızlıktır. Nitekim sertleşme sorunu yaşayan erkeklere uygulanabilecek çeşitli tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Bunun için bir üroloji uzmanına görünmek, sertleşme sorununun nedenini öğrenmek gerekmektedir. Sertleşme sorunu ilaç ve diyet ile; PRP veya Şok tedavisi ile çözülebilmektedir. Bu yöntemlerin işe yaramadığı hastalara ise cerrahi müdahale ile penis içi aracı takılabilmekte ve sertleşme işlevi kazandırılabilmektedir.
Sertleşme Sorununda ESWT Şok Tedavisi
ESWT Şok Tedavisi, genellikle ilaç kullandığı takdirde yeterli sonuç alamayan hastalara uygulanan; herhangi bir yan etkisi veya zararı bulunmayan basit bir tedavi yöntemidir. Oldukça verimli sonuçlar alınabilen ESWT şok tedavisi, böbrek taşlarının kırılması için yıllarca kullanılmış, etkili bir yöntemdir.
Sertleşme sorununun tedavisinde de etkin bir şekilde kullanılan ESWT şok tedavisi, düşük şiddette uygulanarak yeni damar oluşumunu sağlamakta ve kan akımının artışını arttırmaktadır. Şok tedavisi ile penisteki damarlar genişlemekte, küçük damarlardan daha fazla kan akışı görülmektedir. Her hastaya uygulanabilen bu işlem, ilaç ve enjeksiyon tedavisi uygulanan hastalarda da uygulanabilmektedir. ESWT şok tedavisinin etkileri de kalıcıdır.
Sertleşme Sorununda ESWT Şok Tedavisi Kaç Seans Sürer?
- Sertleşme sorunun giderilmesi için uygulanan ESWT şok tedavisi, toplamda 12 seanslık bir uygulamadır.
- Üç aşamada gerçekleşen ESWT şok tedavisinin ilk aşamasında 3 hasta süre ile haftada 2 seans uygulama gerçekleştirilir.
- İkinci aşamada hasta 3 hafta boyunca istirahat eder.
- Üçüncü aşamada ise yine 3 hafta süreyle haftada 2 kez şok tedavisi uygulanır.
- Hasta, toplamda 12 seans şok tedavisi almış olur.
Sertleşme Sorununda ESWT Şok Tedavisi Nasıl Uygulanır?
Sertleşme sorunu yaşayan hastanın penisine 5 farklı bölgeden 3’er dakikalık düşük yoğunlukta ESWT şoku verilir. Toplamda 15 dakika süren uygulama sırasında hasta acı, ağrı veya herhangi bir şoka bağlı his hissetmez.
Sertleşme Sorununda ESWT Şok Tedavisinin Etkisi Ne Zaman Görülür?
İlk uygulamanın ardından hasta olumlu sonuçlar almaya başlamaktadır. Nitekim sertleşme sorunun kalıcı olarak giderilmesi ve en iyi etkinin alınabilmesi için toplamda 12 seans uygulama yapılması gerekmektedir.
Sertleşme Sorununda ESWT Şok Tedavisinin Avantajları
ESWT şok tedavi, her hastaya uygulanabilen oldukça pratik bir uygulamadır. İşlem öncesi herhangi bir anestezik müdahaleye ihtiyaç duyulmayan ESWT şok tedavisinde penise uygulanan şok hastanın hissedemeyeceği kadar düşük seviyededir.
ESWT şok tedavisi, ayakta yapılan bir uygulamadır, hastanın uygulama sonrası herhangi bir iyileşme süreci yoktur, günlük hayatına kaldığı yerden devam edebilir.
ESWT şok tedavisinin etkisi oldukça çabuk görülür, belirtilen sayıda işlem tamamlandıktan sonra kalıcı bir sonuca ulaşılabilir. İlaç kullanımı gerektirmeyen şok tedavisi, ilaç tedavisine göre daha etkili sonuçlar vermektedir.
Sertleşme sorunu nedeniyle ESWT şok tedavisi gören hastaların büyük çoğunlu uygulamadan verimli sonuç almaktadır. Çeşitli nedenlerle yetersiz sonuç alınan tedavilerin ardından tekrar ESWT şok tedavisi uygulanabilmektedir. İlaç tedavisi gören kişilerin sonradan ya da kullanım sırasında ESWT şok tedavisi yaptırmasında bir sakınca görülmediği gibi etkiyi daha çok arttırdığı belirtilmektedir.
ESWT nasıl etki eder?
ESWT uygulandığı bölgede kanlanmayı arttırarak, vücudun kendi iyileştirici mekanizmalarının devreye girmesini sağlayarak etki eder.
ESWT hangi hastalıklarda kullanılır?
ESWT’nin yaygın kullanım alanları, sertleşme problemleri tedavisinde kullanılmaktadır.
Bunların yanı sıra kronik tendon zorlanmaları ve kaslardaki ağrılı tetik noktaların tedavisinde etkili olan girişimsel olmayan bir tedavi yöntemidir.
ESWT nasıl uygulanır?
ESWT tedavisi 5-7 gün ara ile uygulan 3-5 seans halinde programlanan bir tedavidir.
Bu nedenle hasta uyumunda kolaylık sağlar. İlk tedaviden sonra bile etkinliği hissedilir.
Seans aralarında uygun germe egzersizlerinin de uygulandığı hastalarda 4-6 hafta içersinde ağrı ve diğer yakınmalarda önemli oranda düzelme izlenir.
ESWT tedavisinin avantajları nelerdir?
ESWT girişimsel olmayan bir tedavi yöntemidir.
Anestezi ve hazırlık gerektirmez. İlk uygulamada bir miktar ağrı hissedilmekle birlikte tedavideki ilerleme ile birlikte bu ağrıya tolerans gelişir.
Ciltte oluşan hafif kızarıklık ve şişlik dışında önemli bir yan etkisi yoktur. Tedavi sonrasında istirahat gerektirmez.
- Published in Sertleşme problemi, Üroloji Blog
Varikosel nedir? Belirtileri ve Tedavisi?
Varikosel, kısırlık sorunuyla doktora başvuranların yaklaşık %30-40’ında rastlanan, testislerdeki kanı boşaltan toplardamarların varisleşmesidir. Varikosel, testis toplardamarlarının bacaklardaki varis tarzı genişlemesine klinikte verilen isimdir. Testis ısısının bozulması, kirli kan içindeki toksik maddelerin testiste birikmesi ve testis kan akımını bozması ile testis fonksiyonlarını etkiler ve sperm ve testosteron üretimini bozar.
İçindekiler
- Varikosel belirtileri nelerdir?
- Varikosel ağrısı nasıldır?
- Varikoselde testis görüntüsü nasıl olur?
- Varikosel neden olur?
- Varikosel daha çok kimlerde görülür?
- Varikosele iyi gelen besinler var mıdır?
- Varikosel nasıl anlaşılır?
- Varikosel kısırlığa neden olur mu?
- Varikosel sertleşmeye engel midir?
- Varikosel muayenesi nasıl olur?
- Varikoselin dereceleri nelerdir?
- Varikosel teşhisi koyulduktan sonra neler yapılması gerekir?
- Hangi derece varikosel ameliyat gerektirir?
- Varikosel tedavisi nasıl yapılır?
- Hangi hastalar için varikosel ameliyatı kararı verilir?
- Varikosel ameliyatı nasıl yapılır?
- Varikosel ameliyatı ne kadar sürer?
- Varikosel ameliyatının riskleri var mıdır?
- Varikoselin farklı tedavi yöntemleri var mıdır?
- Varikosel tekrarlar mı?
- Varikoselin iyileşme süresi ne kadardır?
- Varikosel ameliyatı sonrası spermler ne zaman düzelir?
- Ameliyat sonrası hastaların dikkat etmesi gereken durumlar nelerdir?
- Ameliyat sonrası yumurtalıkta ağrı yaşanır mı?
- Varikosel ameliyatı sonrası şişlik yaşanır mı?
- Varikosel ameliyatı olanların çocuğu olur mu?
- Varikosel tedavi edilmezse ne olur?
- Varikosel gençlerde ve çocuklarda ortaya çıkar mı?
Varikosel belirtileri nelerdir?
Varikosel belirtileri, hastalığın tanısı ve tedavisi için oldukça önemlidir. Varikosel testis üzerinde;
- Şişlik
- Kabarıklık
- Testiste ağrı şeklinde kendini gösterir.
Damarlardaki genişleme, bir süre sonra dışarıdan görülecek kadar belirginleşip bacaklarda görülen varis benzeri bir şekil alabilir. Varikosel belirtileri arasında testislerde şişliğin yanı sıra terleme ve sıcaklık hissi de görülür. Varikosel belirtilerinden biri olan testislerin küçülmesi nadir de olsa bazı hastalarda görülebilir.
Varikosel ağrısı nasıldır?
Varikosel ağrısı testiste olan rahatsız edici künt nitelikte kendi belli eden bir ağrıdır. Bu ağrı genelde kasık bölgesinde ve testiste hissedilebildiği gibi zaman zaman bacağa doğru da yayılabilir. Varikosel ağrıları ağrı kesicilerle geçebilir. Yaşanan ağrı farklı rahatsızlıklarla karıştırılabilir. Testis ağrısı nedeniyle başvuran bir hastada varikoseli varlığının yanında;
- Fıtık
- İdrar yolu veya mesaneye düşmüş ürener sistem taşları (böbrek taşları)
- Orşit yani testis enfeksiyonu
- Testis damarsal yapısının kendi etrafında dönerek kanlanmaya neden olup olmadığı değerlendirilmelidir.
Bu tür rahatsızlıkların yarattığı ağrılar varikosel ağrılarıyla karıştırılabilir. Kişinin idrar çıkarmada şikayetinin olup olmadığı, testiste olan şişliğin artıp artmadığı, ağrının ani başlayıp başlamadığı gibi bir takım sorgulamaların yapılması ve laboratuvar yöntemleri ayırıcı tanıyı sağlayabilmektedir. Yaşanan her ağrı varikosel olmak zorunda değildir.
Ağrı uzun süre ayakta durmak, yol yürümek, egzersiz, cinsel aktivite sonrası daha belirgin olarak hissedilebilir.
Varikoselde testis görüntüsü nasıl olur?
Varikosel testiste herhangi bir değişiklik yapmamaktadır. Ancak ileri evde varikosel hastalarında, aynı bacaklardaki varis gibi testislerde damarlar yüzeysel olarak görülür hale gelir. Varisleşmiş genişlemiş damarlar cilt üzerinden ele gelir ve görüntü verir.
Varikosel neden olur?
Varikoselin nedeni belli değildir. Toplumda çocuk sahibi olan bireylerde yetişkin yaşlarda bile %15-20 oranında görülmektedir. Kısırlık nedeniyle başvuran erkeklerde ise yüzde % 30-40 oranında izlenmektedir. İkincil infertilite yani daha önce çocuk sahibi olup tekrar çocuk istemi ile başvuranlarda ise bu oran % 60’a kadar çıkabilmektedir.
Varikosel % 90 sol tarafta görülürken % 8-9 oranında iki taraflı (bilateral) olarak izlenir. Sadece sağ tarafta görülmesi oranı ise % 1-2 oranındadır. Varikoselin daha çok sol tarafta görülmesi bir takım anatomik faktörlere bağlıdır.
- Sol taraftaki testisinin sağ taraftakine göre bir miktar daha aşağıda olması
- Testisin sol tarafındaki toplardamarın sağ tarafa göre daha uzun seyretmesi.
- Sol taraf testis toplardamarın karın içerisindeki diğer komşu organlarla anatomik ilişkisi.
- Sol taraf testis damarının boşalma şeklinin anatomik yapısı gibi özelliklerden varikoselin daha çok sol tarafta görülme nedenleri arasındadır.
Varikosel daha çok kimlerde görülür?
Varikoselin ortaya çıkma nedeni bilinmemektedir. Ancak, bazı risk grupları bulunur:
- Daha çok şişman kişiler
- Karın içi basıncını arttıran yüksek ağırlıklı spor yapan kişiler
- Kronik astımı ve kronik öksürük nöbetleri geçirenle
- Karın içi basıncı arttıran kronik kabızlık yaşayanlar
- Varis hastalığında olduğu gibi meslek hastalığı olarak değerlendirebilir. Ayakta kalmayı gerektiren öğretmen, polis gibi meslek gruplarında daha sık yaşanmaktadır.
Toplardamar hastalığı olduğu için bacaklarda varisi olan kişilerde varikosel sık olarak görülür. Bu durumun tersi olarak varikoseli olan kişilerde varis rahatsızlığı da sık görülebilmektedir. İki hastalıkta toplardamarlara bağlı olduğu için bu damarlardaki kapakların yetersizlikleri kanın iletimindeki sorunlar gibi faktörlere bağlı olarak ortaya çıkabilir.
Varikosele iyi gelen besinler var mıdır?
Beslenmenin varikosel oluşumuyla ya da tedavisiyle ilgisi bulunmamaktadır. Sadece kronik kabızlığı olan kişiler bu gurupta değerlendirebilir. Kabızlığı çözücü lifli veya zeytinyağlı beslenme dolaylı olarak dolaylı yoldan fayda sağlayabilir.
Varikosel nasıl anlaşılır?
Dikkatli kişiler kendi kendini muayene ederken testis üzerindeki düzensizlik, şişlik veya ağrıdan varikoseli belirleyebilir. Varikosel daha çok kısırlık şikayetiyle yapılan başvurularda doktor muayenesi sırasında ortaya çıkar. Ayrıca; uzun süre ayakta kalma, spor ya da cinsel aktivite gibi efor gerektiren durumların ardından yaşanan ağrılar varikosele işaret edebilir.
Varikosel kısırlığa neden olur mu?
Varikosel tedavi edilebilir kısırlık nedenleri arasında birinci sırada yer almaktadır. Varikosel erkek kısırlığına neden oluyorsa bu durumda ameliyat kararı verilebilir. Ancak her varikoselin kısırlık nedeni olmadığı ve ameliyattan sonra her hastada sperm değerlerinde düzelme olmayabileceği dikkate alınmalıdır.
Varikosel sertleşmeye engel midir?
Testisin iki temel fonksiyonu bulunmaktadır. Varikosel, sperm ve hormon üreten testisin fonksiyonlarında bozukluk yaratabilmektedir. Kronikleşmiş varikosel ileri dönemlerde testis boyutlarında küçülmeye neden olarak sperm üretimi yanında ve testosteron adı verilen erkeklik hormonun üretilmesinde azalmaya da neden olabilmektedir. Kronikleşmiş varikosel tedavi edilmezse testosteron düşüklüğü ile birlikte ereksiyon ve cinsel istek kaybına neden olabilir.
Varikosel muayenesi nasıl olur?
Varikosel muayenesi, genital muayenenin bir parçası olarak yapılmaktadır. Hasta 21 -22 derecelik oda ısısında ayakta pozisyonda muayene edilmelidir. Hasta ayakta ve dik olarak dururken testisler ve genital bölge gözlemlenir. Hasta, hem normal pozisyonda hem de ıkınma manevraları yaptırılarak göz ve elle kontrol edilir. Normal ve ıkınma manevraları ile damarsal yapıda genişleme olup olmadığı belirlenmelidir. Bu işlemlerle varikoselin varlığı klinik olarak konulur. Tanıda altın standart doktor muayenesidir. Bununla birlikte klinik tanıyı desteklemek, varikoselin derecesini belirlemek ve ameliyat kararı için Skrotal Doppler ultrasonografi çekimi yapılır.
Varikoselin dereceleri nelerdir?
Klinik ortamda yapılan muayeneye göre varikosel 3 evre olarak değerlendirilmektedir.
- Derece (Grade 1) : Ayakta muayene olan hastada herhangi bir belirti olmayıp, ıkındırıldığı zaman elle varikoselin tespit edildiği durumdur.
- Derece (Grade 2 ) : Ayakta gözle hafif derecede varikosel görülmektedir. Ikındırma manevrası sonucu elle belirgin olarak damarların görülür hale geldiği durumdur.
- Derece (Grade 3) : Ayakta muayene olan hasta hiç ıkındırılmadan damarların görülür halde olduğu, ıkındırma manevrası sonunda bu görüntünün daha da belirgin hale geldiği durumdur.
Varikosel teşhisi koyulduktan sonra neler yapılması gerekir?
Varikosel tanısının ardından ilk olarak testis boyutları arasında bir fark olup olmadığı ve testisin kıvamına bakılmalıdır. Sperm parametrelerinin değerlendirildiği semen analizinin yapılması tedavide belirleyici olmaktadır. Hastanın sperm parametrelerinde bir sorun yoksa ameliyat edilip edilmemesi tartışmalıdır.
Bu tür hastalara sperm parametrelerini bozabilecek;
- Beslenme alışkanlığı
- Sigara ve alkol kullanımı
- Toksik maddelere maruz kalma
Sperm parametrelerini ve spermin bulunduğu ortamı düzeltici antioksidan ilaçlar ve beslenme yöntemlerini önerilebilmektedir.
Hangi derece varikosel ameliyat gerektirir?
Varikosel derecesine bakarak ameliyat kararı vermek doğru bir yaklaşım değildir. Bazı olgularda 1. Derece varikosel dahi ameliyat edilebilirken, bazı olgularda 3 derece varikosel için ameliyat kararır verilmeyebilmektedir. Ameliyat kararır hastaya göre değişen bir durumdur.
Varikosel tedavisi nasıl yapılır?
Varikosel teşhisi koyulan ancak infertilite problemi olmayan ya da sperm parametrelerindeki bozulma sınırda olan hasta grubunda destek tedaviler önerilebilir. Çok şiddetli sperm kaybı yaşamamış, sperm hareketinin tamamen kaybolmadığı ve sperm şekil bozukluğu minimum seviyede olan hastalar için antioksidan ajanlar verilebilir. Ancak varikosel teşhisi konulmuş ve sperm parametreleri bozuk, kısırlık yaşayan hastalarda ameliyat önerilebilir. Bu tür hastalarda rahatsızlığın giderilmesi için egzersiz, beslenme düzenini ve yaşam tarzındaki değişikliklerin herhangi bir yararı bulunmamaktadır.
Hangi hastalar için varikosel ameliyatı kararı verilir?
Varikosel ameliyatına karar verebilmek için muayenede varikosel varlığının ortaya konulması ve hastada kısırlık sorununu olması gereklidir. Bu durum tespit edilen hastalarda aşağıdaki kriterlerin de desteği ile ameliyat kararı verilebilir:
- Testis boyutlarında küçülme, testis kıvamında yumuşama olması
- Doppler Ultrasonografi ile damar genişlemesinin 3 mm. Üzerinde olması.
- Doppler incelemede kan geri kaçışının belirlenmesi
- Semen analizinde sperm parametrelerinin bozul olması
Bunun yanında varikoseli olmasına rağmen daha önce yarımcı üreme yöntemi uygulanan ancak başarısız olan hastalarda bu başarısızlık sperm faktörüne bağlı olarak ortaya çıktığı biliniyorsa yeni bir uygulama öncesinde risk faktörü olarak varikoselin tedavisi önerilebilir.
Sadece testis ağrısı yaşayan kişilerde ameliyat kararı verilmesi doğru değildir.
Varikosel ameliyatı nasıl yapılır?
Varikosel ameliyatı mikrocerrahi yöntemle yapılmaktadır. Kasık bölgesinde 2 cm.’lik bir kesiden girilerek testis damarlarına ulaşılır. Mikroskop altında genişlemiş toplardamarlar diğer damarlardan ayrılarak bağlanır.
Varikosel ameliyatı ne kadar sürer?
Varikosel ameliyatı mikrocerrahi yöntemlerle yapıldığı için o bölgede bulunan tüm damarların bağlanması gerekir. Ameliyatın tek taraflı ya da çift taraflı olması ve bağlanan damar sayısı ile ilişkili olarak süre 1-2,5 saat arasında değişebilmektedir.
Varikosel ameliyatının riskleri var mıdır?
Varikosel ameliyatı mikrocerrahi yöntemle yapıldığı için komplikasyon oranı son derece azdır. En önemli risk testis atardamarının bağlanması ve buna bağlı ameliyat sonrası testis küçülmesi ve kanlanmasının bozulmasıdır. Ancak ameliyat mikrocerrahi yöntemle gerçekleştirildiği için atardamar ve toplardamar ayrımı çok net yapılabilmektedir. Bu tür bir komplikasyon yaşanma ihtimali günümüzde son derece düşüktür. Hidrosel yani testis etrafında sıvı toplanması olasılığı da son derece azalmıştır. Bunun dışında bütün ameliyatlarda yaşanabilecek ameliyat sonrası enfeksiyon gelişimi, kanama oluşumu gibi riskler göz ardı edilmemelidir. Sterilizasyona dikkat edilmesi ve kanama kontrolünün yapılması gibi önlemlerle, yaşanabilecek sorunlar minimuma indirilmektedir.
Varikoselin farklı tedavi yöntemleri var mıdır?
Varikoselin farklı cerrahi ve radyolojik yöntemlerle tedavisi yapılmaktadır.
Varikosel embolizasyonu; Kasıktan girişimsel radyoloji yöntemleriyle girilerek, genişlemiş damarların içerisine tıkayıcı madde enjeksiyonu yapılabilir. Ancak bu yöntemde, tıkayıcı maddenin mobilize olması yani başka yerlere gitmesi, maddenin zaman içinde etkinliğinin kaybolması, ağrı ve alerjik reaksiyon gibi yan etikler yaşanabilmektedir. Bu tedavi yaklaşımı uluslararası kılavuzlarda çok fazla önerilmemektedir.
Mikrocerrahi haricinde de başvurulan cerrahi yöntemler bulunmaktadır. Kasık bölgesinden, yüksek kasık bölgesinden ya da laparoskopik yaklaşımlar vardır. Ancak alt kasık bölgesinden mikroskop altında yapılan ameliyat altın standart olarak kabul edilmektedir.
Varikosel tekrarlar mı?
Varikoselin farklı tedavi yöntemleri vardır ancak mikrocerrahi yöntemiyle yapılan ameliyatlarda nüks etme ihtimali neredeyse sıfıra yakındır.
Varikoselin iyileşme süresi ne kadardır?
Mikrocerrahi yöntemiyle yapılan ameliyatın ardından hasta 2-3 gün içinde normal aktivitesine 1 hafta 10 gün içerisinde ise rutin iş hayatına dönebilmektedir. Ağır efor gerektiren, egzersiz gibi aktivitelerin gerçekleştirilmesi ise 4-6 haftayı bulabilir.
Varikosel ameliyatı sonrası spermler ne zaman düzelir?
Varikosel ameliyatının sperm üzerindeki etkisini değerlendirmek için sperm yapım süresi göz önüne alınmalıdır. Testiste ana germ hücresinden olgun sperm yapımına kadar geçen süre ortalama 90 gün olarak kabul edilir. Bu yüzden ameliyattan sonra 3 ayda bir sperm parametrelerini kontrol edilir. Varikosel sonrası sperm üretimi bakımından en iyi iyileşme 6. ayda ortaya çıkmaktadır. 6. ayda sperm parametrelerinde düzelme varsa artışın daha belirgin hale geldiği 9. ve 12. aylar beklenmelidir. Ancak, ameliyattan 6 ay sonra sperm parametrelerinde bir değişiklik yoksa hastada ameliyata bağlı ek bir iyileşme beklenmemelidir. Hastayı diğer tedavi alternatiflerine yönlendirmek gerekir. Ameliyattan sonra %60-70 oranında hastanın sperm parametrelerinde düzelme görülür. % 30 – 40 oranında hastada her hangi bir düzelme görülmezken %1’den daha az hastada varikosel ameliyatından sonra daha kötüye gidiş izlenebilir. Çok nadir görülen bu durum daha çok çift taraflı varikosel yaşayan hastalarda meydana gelmektedir.
Ameliyat sonrası hastaların dikkat etmesi gereken durumlar nelerdir?
Varikosel ameliyatı sonrası erken dönemde doktor önerisine uyarak sportif aktivite, ağır egzersiz gerektiren işler ve cinsel aktiviteden uzak durmak gerekir. Cinsel aktivite için 15-20 günlük bir süreç, efor gerektiren spor ve diğer egzersizler için de 4-6 hafta uzak beklenmesi uygundur. Bunların dışında doktorun tavsiye edeceği tedavi yöntemlerine uymak gerekir.
Ameliyat sonrası yumurtalıkta ağrı yaşanır mı?
Cerrahi bir girişim olan varikosel ameliyatında özelikle testis bölgesindeki sinirsel dokuların zedelenmesine bağlı olarak bir miktar nevralji tarzında ağrı olabilir. Bunun yanında sadece testis ağrısı şikayeti yaşayan hastaların ameliyat edilmesi doğru bir yaklaşım değildir. Bu tür hastalarda ağrının altında yatan çok fazla neden bulunabilmektedir. Bu tür hastalarda ameliyat sonrası da ağrı devam etmektedir. Başarısız ameliyatın en önemli nedeni kısırlık problemi olmadığı buna karşın tek başına ağrı yaşayan hastalardır.
Varikosel ameliyatı sonrası şişlik yaşanır mı?
Ameliyat sonrası testis bağ dokusunun serbestleşmesine bağlı ameliyat edilen tarafta testis sarkması normal karşılanabilir. Ancak şişlik, testis etrafında normal olan sıvının artması yani Hidrosel gelişmesidir. Mikrocerrahi yöntemi dışında uygulanan yöntemlerde daha fazla yaşanan bir durumdur. Mikrocerrahi yöntemle yapılan ameliyatlarda% 1‘den az oranda görülen bir sorundur. Lenfatik damarlar net olarak ortaya konulduğu ve bağlanma ya da yakılma gibi işlemler yapılmadığı için lenfatik dolaşım etkilenmemekte dolayısıyla ameliyat sonrası testis etrafında sıvı toplanması, şişlik oluşmamaktadır.
Varikosel ameliyatı olanların çocuğu olur mu?
Ameliyat sonra hastaların % 60-70’inde sperm parametresinde düzelme olur. Eğer 6. ayda sperm parametrelerinde bir iyileşme yoksa, hastanın sperm parametrelerine göre yaş faktörü, kadın faktörü gibi durumlar göz önünde bulundurularak aşılama ya da tüp bebek gibi yöntemlere yönlendirmekte fayda vardır. Genel durumu değerlendirmek için doktora gelen ve sperm parametreleri bozuk varikosel tanısı konulan genç bir hasta normal yollarla çocuk sahibi olmak istiyorsa bu tür hastalara varikosel ameliyatı önerilebilir. Ancak aynı tanı konulan ve yaşı geçkin olan hastaları varikosel ameliyatıyla zaman kaybettirmek yerine tüp bebek ya da aşılama gibi tedavilere yönlendirmek daha uygundur. Burada hastaların klinik durumu ile birlikte yaşı göz önünde bulundurulur. Kısırlık sadece bireyin durumu olarak değil çiftlerin durumu olarak iki taraflı değerlendirilmelidir.
Varikosel tedavi edilmezse ne olur?
Varikosel kronik bir durumdur ve kendi kendine düzelmesi söz konusu değildir. Tedavi edilmezse ilerleyerek testis boyutlarında küçülme, varikosel boyutunda genişleme, sperm parametrelerinde daha fazla azalma, ileri dönemlerde testiste hormonal bozulmalara neden olabilir. Bunların hiçbiri olmayıp kişide standart olarak ömür boyu kalabilir. Her varikoselin ameliyat edilmesi gibi bir durum söz konusu değildir.
Varikosel gençlerde ve çocuklarda ortaya çıkar mı?
Varikoselin önemli bir problemi de gençlerde izlenmesidir. Çocuk yaş grubunda % 1’den az görülen varikosel 13-15 yaş gurubunda %15 oranında izlenmektedir. 16-17 yaş grubunda ortaya çıkan varikoselin testis üzerine olan etkisi değerlendirmek oldukça zordur. Bu yaş gurubunda sperm üretimi tam olarak başlamadığı için sperm fonksiyonunu değerlendirmek çok sağlıklı olmamaktadır. Ayrıca bu yaş aralığındaki gençlerde semen analizi yapmak etik olarak da doğru değildir. Ameliyat kararının verilmesi zor olan gençlerde; testis boyutlarını ve testis kıvamını değerlendirirken radyolojik olarak varikoselin derecesini belirlemek gerekir. Varikosel testis boyutlarında farklılık ve küçülmeye neden oluyorsa ameliyat düşünülebilir. Ancak, testis boyutu ve kıvamında bir farklılık bulunmayan gençlerde varikoselin klinik takibini yapmak en azından ergenlik yaşına ulaştığında semen analiziyle sperm parametreleri değerlendirerek ameliyat karar vermek daha uygundur.
Sonuç
- Sperm parametreleri normal olan, sadece radyolojik olan varikoseli saptanmış, reflüsü olmayan ya da damar çapı normalin altında olan hastanın ameliyat edilmesine gerek yoktur.
- Sperm parametreleri bozulan olgular ameliyattan daha fazla fayda görmektedir.
- Yetişkinlik dönemindeki varikosellerde testis boyutları ve kıvamını değerlendirerek klinik takibin yapılması önemlidir
- Sadece ağrı nedeniyle varikosel ameliyatı doğru bir yaklaşım değildir
- Ameliyat sonrasında yüzde 60-70 sperm parametrelerinde düzelme olur.
- Ameliyat sonrası değerlendirmenin 6. ayda yapılması ve sperm parametrelerinde değişikliğin belirlenmesi önemlidir.
- Tedavide kabul edilen yaklaşım mikrocerrahi yöntemle kasık bölgesinden yapılan girişimlerdir.
İNFERTİLİTE (KISIRLIK)
İnfertilite (Kısırlık) Nedir?
İnfertilite genel olarak üreme fonksiyonunun yerine getirilememesi olarak tanımlanır. Gebelikle ilgili herhangi bir koruma önlemi olmaksızın 1 yıl düzenli cinsel ilişkiye rağmen çocuk sahibi olamayan çiftler için infertilite söz konusudur.
- Published in Androloji, İnfertilite(Kısırlık)
Erken Boşalma Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri
Erken boşalma, penisin vajene girmesinden önce ya da hemen sonra, sınırlı bir cinsel uyarıyla kişinin istemi olmaksızın boşalması ve bu olayın kişide belirgin bir sıkıntı yol açması durumu olarak tanımlanır. Erken boşalma, erkekler arasında sıkça karşılaşılan bir durumdur. Tahminler arasında farklar olsa da yaklaşık her üç erkekten birinin yaşamı süresince bu problemle karşılaştığı düşünülmektedir. Sıkça yaşanmadığı sürece endişe edilecek bir durum değildir. Erken boşalmanın tam bir tanımı yapılamamakla birlikte, eğer kişide aşağıdaki özelliklerde gözleniyorsa erken boşalma tanısı alabilir:
- Her zaman veya ilişkilerin çoğunda vajinal penetrasyondan yaklaşık 1 dakika sonra meydana gelen boşalma
- Ejakulasyonun yani boşalmanın vajinal penetrasyondan sonrası veya vajinal penetrasyona kadar olan süre için geciktirilememesi
- Stres ve kaygı nedeniyle cinsel ilişkiden kaçınılması
Erken boşalma sorunu
Erken boşalmada, hem fizyolojik hem de biyolojik etmenler rol oynayabilmektedir. Erken boşalma sorunu, erkeklerin utanç duydukları ve konuşmaktan kaçındıkları bir konu olmasına rağmen, sıklıkla rastlanan ve tedavisi olan bir sağlık problemidir. Erken boşalması olan erkeklerde sorun ilk başta hafif olup zamanla şiddetlenebilir. Bazı durumlarda, erkekler erken boşalma sorunlarını partnerlerine hissettirmemeye çalışırlar. Bu durum, çift arasında iletişim sorunlarına ve buna bağlı cinsel sorunlara yol açabilir. Heteroseksüel çiftlerde kadınlarda cinsel isteksizlik, orgazm olamama ve erkeğin ön sevişmeye yeterli zaman ayırmaması neticesinde uyarılma bozuklukları olabilir. Ağır formlarında birleşme gerçekleşemez. Çiftler soruna yapıcı bir şekilde yaklaşmadıkları takdirde ilişkilerinde ciddi sorunlar yaşayabilirler.
Erken boşalmanın çeşitleri
Erken boşalma sebeplerine geçmeden önce erken boşalmanın çeşitleri olduğunu bilmek gerekir. Erken boşalma 4 sınıfa ayrılır.
Yaşam boyu devam edilen erken boşalma: Bu tip erken boşalma, ilk cinsel aktiviteyle birlikte gözlenir ve hayat boyunca devam eder. Genel popülasyonda en az sıklıkla gözlenen erken boşalma tipidir. Çin ve Türkiye’de yapılan çalışmalar genel popülasyonda %2,3 ila 3,2 arasında gözlendiğini bildirmektedir.
Kazanılmış erken boşalma: Daha sık rastlanan bir problemdir. Fizyolojik ya da psikolojik bir değişiklik sonucunda ortaya çıkabilir. Genel popülasyonda % 3,9 ila %4,2 arasında gözlenir.
Değişken erken boşalma: Erken boşalma sorununun en sık gözlenen tipidir. Genel toplumda %8,5-11,4 oranında görülür. Kişi zaman zaman normal boşalma zaman zaman ise erken boşalma yaşar.
Duyusal (Subjektif) erken boşalma: Bu tipte aslında kişi gerçekten erken boşalma problemine sahip değildir ancak kültürel ve psikolojik nedenlerden dolayı erken boşalma yaşadığını düşünmektedir. Genel toplumda gözlenme oranı %5,1-6,4 aralığındadır.
Erken boşalmanın nedenleri
Erken boşalma nedenleri psikolojik ve biyolojik olarak ikiye ayrılmaktadır.
Psikolojik erken boşalma nedenleri;
- Cinsel deneyimsizlik
- Kişinin kendi vücut imajı ile ilgili negatif algı
- İlişki yeniliği
- Aşırı heyecan ve uyarılma
- İlişki stresi
- Anksiyete
- Kendini suçlama ve yetersizlik hissi
- Depresyon
- Kontrol ve yakınlıkla ilgili psikolojik sorunlar olarak sıralanabilir.
Bu psikolojik etmenler, özellikle daha önceden normal boşalma yaşayıp sonrasında erken boşalma sorunuyla karşılaşan erkeklerde sıklıkla gözlenen sebeplerdir.
Buna karşın, yaşam boyu süren erken boşalma sorunu, daha erken travmalar nedeniyle yaşanır. Bunlara örnek olarak;
- Cinsel istismara uğramak
- Katı cinsel eğitim ve yetiştirilme tarzı
- Travmatik cinsel ilişki deneyimi
- Psikolojik koşullanma (yakalanma korkusu nedeni ile gençlerin mastürbasyon yolu ile hızlı bir şekilde boşalması) gibi durumlar verilebilir.
Biyolojik erken boşalma nedenleri:
Erken boşalmaya neden olabilen hormon, enfeksiyon ve sinir sistemi hastalıkları bulunmaktadır.
Diyabet: Diyabet genellikle erkeklerde sertleşme bozukluğuna yol açan bir hastalık olmasına rağmen, 2016 yılında Translational Andrology and Urology dergisinde yayımlanan bir çalışmada sertleşme bozukluğuna sahip diyabet hastalarının önemli bir çoğunluğunun erken boşalma problemine de sahip olduğu gösterilmiştir. Diyabetin erken boşalmaya neden sebep olduğu hakkındaki biyolojik mekanizma tam olarak bilinmemektedir.
Hormon bozuklukları: Testesteron hormonu eksikliği, tiroid hormonu bozukluğu ve hipofiz bezi hastalıkları erken boşalmaya neden olmaktadır.
Multiple Skleroz: Erken boşalma, multiple skleroz hastalarında gözlenen birçok cinsel fonksiyon bozukluklarından biridir.
Prostat bezi sorunları: Araştırmalar prostat bezi enfeksiyonları ile erken boşalma arasında bir korelasyon olduğunu göstermektedir.
Diğer nedenler: Yakın zamanda yapılan çalışmalar, penisin aşırı hassasiyeti ve nörofizyolojik olarak boşalma merkezinin artmış uyarılabilirliğinin erken boşalmadaki rolünü göstermektedir.
Erken boşalma engellenebilir mi?
Erken boşalma sorunu olan erkekler bu sorunu kendi başlarına çözme girişimi sırasında uygun olmayan stratejiler geliştirebilirler. Ön sevişme sırasında penisinin uyarılmasının artması, cinsel haz alma birleşme süresini kısaltacağından dolayı bu sorunu yaşayan erkekler ön sevişmeden kaçınabilirler. Bu durum partnerlerinde ve kendilerinde cinsel doyumu ve iletişimi azaltır. Kadın partnerde uyarılma sorununa da yol açabilir. Bir başka yanlış strateji ise birleşme sırasında kendilerine acı verici davranışta bulunmaktır (çimdikleme, dudağını ısırma). Bu yaklaşımın amacı cinsel hazzı azaltarak süreyi artırmaya çalışmaktır. Kısmen süre uzasa da, cinsel eylemin kalitesi bozulmuş olacaktır. Önceden mastürbasyon ile boşalarak, ikinci ve üçüncü boşalmayı hedefleyen erkeklerde ise cinsel ortam kaygılı hale gelebilir.
Ön sevişmeyi uzatarak partnerinin cinsel tatmini sağlanması bireyin kendi başına alabileceği en doğru stratejidir.
Erken boşalma teşhisi nasıl konulur?
Erken boşalma teşhisi konulabilmesi için hastanın aktif bir cinsel yaşamı olması gereklidir. Erken boşalma teşhisinde doktorla uzun görüşme ve fiziksel muayene esastır. Erken boşalma sorunu ile birlikte erektil disfonksiyon (sertleşme bozukluğu) da yaşanıyorsa doktor hormon düzeylerine bakmak için birtakım testler isteyebilir. Bu görüşme sırasında hastanın tıbbi geçmişini olabildiğince detaylı aktarması, tedavi stratejisinin doğru belirlenmesini sağlar. Tıbbi özgeçmişte, geçmişte ve şu anda sahip olunan hastalıklar, kazalar, travmalar, kullanılan ilaçlar sorulacak, hastanın cinsel yaşamı dinlenecektir.
Erken boşalmanın tedavisi nasıldır?
Günümüzde erken boşalmanın tedavisi yüz güldürmektedir. Hastalığın altında yatan sebep de belirlendikten sonra hastanın durumuna göre aşağıda yer alan tedavilerden bir ya da birden fazlası birlikte kullanılabilir.
İlaç tedavisi: Ağızdan kullanılan ilaçlar erken boşalmanın en çok tercih edilen tedavi yöntemlerinden biridir. SSRI (Selektif Seratonin Reuptake İnhibitörü) denilen ilaçlar her gün ağızdan bir tablet olarak alındığında, 5-10 gün sonra etkisi gözlenmeye başlar. Bununla beraber bu ilaçların her gün kullanımının gerekmesi ve yorgunluk, bulantı, terleme, esneme gibi yan etkilerin ortaya çıkması hastaların tedaviye devam etme oranının düşük olmasına neden olur. Aynı tür ilaçların yeni bir formu olan dapoksetin etken maddeli ilaç, ilişkiden 1-3 saat önce kullanıldığında başarı sağlamaktadır. Her gün kullanım gerektirmediği için bu tedavide hasta memnuniyeti oldukça yüksektir.
Egzersiz ve spor: İdrar kaçıran çocuk, kadın ve erkeklerde de kullanılan Kegel egzersizleri, erken boşalmanın tedavisinde de kullanılmaktadır. Bu egzersiz, pelvik kaslarını çalıştırır ve günün her saati uygulanabilir. Cinsel ilişki sırasında kişi boşalacağını hissettiği sırada, bu bölgedeki kaslarını kasarak mesane boynundaki kas yapısının da kasılmasını sağlayacak ve boşalmayı kontrol edecektir. Kegel egzersizi, erken boşalmaya karşı etkili tedavi yöntemlerindendir. Bunun haricinde pelvik taban kaslarını çalıştıran fitness ve benzeri sporlar da erken boşalmayı engellemek bakımından faydalıdır.
Krem ve jeller: Erken boşalma tedavisinde kullanılan diğer bir yöntem lokal anestezik içeren kremlerin kullanımıdır. İlişki öncesi penise uygulanan krem/jel/spreyler peniste duyu kaybı oluşturarak boşalmayı geciktirmektedir. Bu tedaviler lokal olduğu için haplarda gözlenen sistemik yan etkiler görülmez. Bununla birlikte krem ve jeller kullanım miktarına göre kadın ve erkekte orgazm hissini engelleyebilmektedir. Özellikle kullanılan jellerin kötü kokusu ilişki sırasında hoşnutsuz bir ortam yaratabilmektedir.
Prezervatif: Krem ve jeller gibi prezervatifler de ilişki esnasında duyu hissini azalttığı için erken boşalmayı önlemek için kullanılan tedavi yöntemlerinden biridir.
Seks terapileri: Erken boşalmanın tedavisinde etkili yöntemlerden birisi de seks terapileridir. Ön sevişme periyodunun mümkün olduğunca uzun tutulması; öğretilen manevraların uygulanması tedavide başarı getirir. Bu manevralar “dur-başla” (stop-start) ve “sıkma” teknikleridir. Dur-başla tekniği aşamalı bir tekniktir ve her aşama ortalama 2 hafta sürmekte ve her hafta en az üç kez önerilen manevraların yapılması gerekmektedir. Bu manevralar penis uyarılmasının azaltılmasını ve bu sayede boşalmanın geciktirilmesini amaçlamaktadır. Sıkma tekniği ise ilişki sırasında boşalma hissedildiğinde ilişkinin durdurularak, penis uç kısmının boşalma hissi geçene kadar sıkılması ve bu sayede boşalmanın geciktirilmesidir.
Cerrahi tedaviler :Bu yöntem geriye dönüşsüz bir yöntemdir ve nadiren uygulanır. Bu tedavideki mantık, hastalarda penisin aşırı duyarlı olduğu varsayımına dayanmakta ve penise giden sinirlerin çeşitli yollarla kesilmesiyle bu aşırı duyarlılığın azaltılması hedeflenmektedir.
Erken boşalmanın en doğru tedavi stratejisi, uzman hekimle birlikte kişiye özgü programlanmış tedavilerdir. Erken boşalma sorununuz olduğunuzu düşünüyorsanız, size en yakın sağlık kuruluşuna başvurun.
- Published in Androloji, Erken boşalma
Sertleşme Problemi
Sertleşme Sorunu Nedir?
Başarılı ve sürdürülebilir bir sertleşme için damarlar aracılığı ile penise giren kan miktarında artış gereklidir. Penise gelen damarların çeşitli nedenlere bağlı olarak daralması neticesinde sertleşme için yeterli miktarda kanın penise girememesi sonucu sertleşme sorunu ortaya çıkmaktadır.
Sertleşme Sorunu olarak bilinen İktidarsızlık (Erektil Disfonksiyon), cinsel ilişki için gerekli sertleşmeyi başlatamama veya sürdürememe durumudur. Damar hastalığı veya diğer bilinen adıyla Damar Sertliği, Sertleşme Sorunu görülen kişilerin %70’inde alta yatan nedendir.
Damar hastalıkları arasında en yaygın olanları Kalp Koroner Arter Hastalığı ve Şeker Hastalığıdır, ancak damarları tutan tüm hastalıklar beraberinde Sertleşme Sorunu ile ortaya çıkabilir. Kalpte koroner damarları etkileyen Damar Sertliği aynı zamanda vücudun bütün diğer damarlarını da etkilemektedir, penis damarları da bunlardan biridir.
Damar hastalıkları arasında çok yaygın olan hastalıklardan bir diğeri Şeker Hastalığıdır. Şeker Hastalığı vücudun tüm ince kılcal damarlarını tutan bir hastalıktır, buna penis damarları da dahildir. Bu nedenle Şeker Hastalarında erken ya da geç dönemde mutlaka Sertleşme Sorunu görülür.
Damar hastalığı ya da Damar Sertliğini tetikleyen ve ilerleten diğer etkenlerin en önemlileri sigara kullanımı, kanda kolesterol ve lipid yüksekliğidir.
Ayrıca, çeşitli hastalıkların tedavilerinde kullanılan birçok tıbbi ilacın yan etkisi olarak Sertleşme Sorunu sık olarak görülmektedir. Bu ilaçların listesi için Tıklayınız…
Sertleşme Sorunu bilinenin aksine çok sık görülen bir şikayettir. 40 yaşın üzerinde her 3 erkeğin 2’sinde aralıklı veya devamlı olarak görülmektedir.
Sertleşme Sorunu farklı derecelerde kendini gösterir. ED1000 tedavisinin planlamasında Sertleşme Sorununun derecesinin belirlenmesi büyük önem taşımaktadır. Hafif ve Orta derece hastalarda 6 seans ED1000 tedavisi ile başarı sağlanırken, Ağır derece hastalarda 12-24 seans ED1000 tedavisi ile başarı sağlanmaktadır.
İktidarsızlık tedavisinde yeni yaklaşım! (ESWT)
Ülkemizde iktidarsızlık görülme oranı küçümsenmeyecek kadar yüksek. Geniş çaplı araştırmalara göre ülkemizde iktidarsızlık görülme oranı %69.2 dir. Ancak çeşitli nedenlerden dolayı pek çok erkek bir uzmana başvurmak yerine derdi ile baş başa kalıyor. Oysa günümüzde iktidarsızlık tedavisi artık çok daha kolay.
İktidarsızlık nedir?
Esasında 1992 yılından beri bilimsel ortamda “iktidarsızlık” kelimesini kullanmıyoruz çünkü erkeğin cinsel “iktidarını” kaybetmesi sadece cinsel organının sertleşmemesini değil, bunun yanında erken boşalma sonucu eşini tatmin edememesini veya stresli yaşamı yüzünden isteğini kaybetmesi gibi farklı nedenlere de bağlı olabilecek karmaşık bir ikili ilişki sorununa işaret etmekte. Bu yüzden “memnun edici seksüel performansa izin verecek yeterli ereksiyonu sağlamak ve devam ettirmedeki kalıcı yetersizlik” tanımlanabilecek bu durumu “sertleşme bozukluğu” veya “erektil disfonksiyon” olarak tanımlamak daha doğru olacaktır.
Son dönemde neden bu kadar çok iktidarsızlık konuşmaya ve duymaya başladık?
En başta erektil disfonksiyon yaş ile artan bir sorun. 1950’lerde 46 olan yaşam beklentisi 2000’li yıllarda 66’ya ulaşmıştır ve 2050’lerde 76’ya ulaşması öngörülmekte. Yaşlanan bu nüfus ile beraber serleşme sorunlarının daha sık karşımıza çıkması doğal. Bunun yanında “acısız” tedavi seçeneklerinin de kullanıma girmesi ve bilinçlendirme kampanyalarının artması insanları sorunlarını dile getirmeleri konusuna cesaretlendiriyor.
Sertleşme sorununun yaş ile beraber artar mı?
90’lı yılların sonunda ve 2000’li yılların başında dünyada büyük çaplı sıklık (prevalans) çalışmaları yapıldı. Toplumsal algıdaki farklılıklar nedeniyle farklı sonuçlar elde edilmiş olsa da yaklaşık olarak 40 yaşında %10 ila 40 arasında görülen sertleşme sorunu 70’li yaşlarda %50 ila 80 oranına ulaştığı bildirilmektedir. Türkiye’de kurumsal olarak yapılmış geniş ölçekli çalışmada sertleşme bozukluğu sıklığı %69,2 olarak tespit edilmiştir.
Kimler daha fazla risk altında?
En başta yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, şişmanlık, sigara tüketimi, hareketsizlik gibi kardiyovasküler risk faktörü taşıyan kişiler gelir. Bunu takiben şeker hastalığı olanlar gelir. Bunun dışında nörolojik hastalığı olanlar, hormonsal bozukluğu olan ve sinirlerin zarar görebileceği ameliyatlar geçirenler de daha yüksek risk altındadırlar.
Sayısal söylemek gerekirse hastalığı olmayan yaşıtları ile karşılaştırıldığında;
- Diyabetik hastalar (4,1)
- Periferik damar hastalığı olanlar (2,6)
- Kardiyak problemi olanlar (1,8)
- Hiperlipidemisi olanlar (1,7)
- Yüksek tansiyonu olanlar (1,6) daha fazla sertleşme bozukluğu geliştirme riski altındadırlar.
Sertleşme sorunu yaşayan bir kimse kime başvurmalı?
Bu konu ile ülkemizde temelde ürologlar ve onların bir özel grubu olan androloglar ilgilenmektedir.
Sertleşme sorunu olan hasta doktora başvurduğunda ne gibi testlerden geçmekte?
Sertleşme sorunu olan hastayı değerlendirirken ilk önce hastayı dinlemek gerekir. Birçok hastada sorunun organik değil psikolojik veya ikili ilişki kaynaklı olduğu görülmekte. Bunu takiben yapılacak kapsamlı bir muayene ikincil olarak sertleşme bozukluğuna neden olabilecek hastalıkların ipucunu verecektir. Bunun yanında son 12 ay içinde ölçülmediyse açlık kan şekeri, kolesterol ve erkeklik hormonu olan testosteron seviyelerinin ölçülmesi gerekmektedir.
Bu temel değerlendirmeden sonra eğer gerek görülüyorsa ileri testlere geçilebilir. Bunların arasında en çok kullanılan penise yapılan ve yapay sertleşme sağlayan bir iğneyi takiben penis ana damarlarındaki kan akımını ölçen Doppler ultrasonografidir.
Sertleşme bozukluğu nasıl tedavi edilir?
Sertleşme bozukluğunun tedavisinde ilaçlara geçmeden önce düzeltilebilir risk faktörlerinin ele alınması gerekir. Sigara içmenin bırakılması, düzenli egzersize başlama, kilo verme birçok hastada dramatik düzelmeler sağlayabilir. Bu değişiklikleri orta yaşta gerçekleştirmiş kişiler dahi 2 yıl gibi kısa bir sürede bu değişiklikleri gerçekleştirmemiş olanlara oranla risklerini %70 düzeyinde azaltmaktadırlar.
Yaşam şekillerini olumlu bir şekilde iyileştirmelerine rağmen sertleşme sorunları devam eden hastalar ilk basamak olarak ağızdan ilaç tedavisine alınmaktadır. İlaçlardan genel olarak %50-80 oranında başarı beklenmelidir.
Oral tedaviye cevap vermeyenlerde nasıl bir yol izleniyor?
Oral tedaviye cevabı olmayanları önünde birde fazla ikinci basamak tedavi seçeneği vardır. Bunların başında penise yapılan enjeksiyonlar gelir. Bu tedavi seçenekleri pek çok hasta tarafından uzun vadede zahmetli ve uygulanamaz bulunmaktadır. İkinci basamak tedavileri başarısız veya kabul edilemez bulan hastalar ise mutluluk çubuğu / balonu cerrahisine yönlendirilmektedir.
EDSWT yöntemi nedir ve hastalara neden kolaylık sağlıyor?
Tabii ki hastalar doğal ereksiyonlarını ilaç veya mekanik cihazlar gibi suni destekler olmadan sürdürmeyi tercih etmekteler. Bu noktada bilim dünyasında gen tedavilerine kadar uzanan geniş bir spektrumda semptomları değil, hastalığın kaynağını tedavi etme yönündeki araştırmalar sürdürülmekte.
Çok yakın zamanda bu deneysel tedavilerden biri sağlık düzenleyici mekanizmalar tarafından onaylanıp rutin hasta tedavisinde kullanılabilir hale geldi: Low Intensity Shock Wave Therapy for Erectile Dysfunction (Düşük Yoğunluklu Şok Dalgaları ile Sertleşme Bozukluğunun Tedavisi) veya kısaltması ile EDSWT.
Bu tedavide amaç odaklanmış ses dalgaları ile peniste yeni damar oluşumunu desteklemek ve bu yolla vasküler kaynaklı sertleşme bozukluklarını kalıcı olarak tedavi etmek. Her biri yaklaşık olarak 30 dakika süren toplam 12 seanstan oluşan bu tedavi herhangi bir anestezi veya ağrı kesiciye ihtiyaç duyulmadan ayaktan gerçekleştirilmekte.
EDSWT (Sertleşme bozukluğu tedavisi)
ED 1000 40 yaş üzeri erkeklerin yaklaşık %50’sinde gözlenen erektil disfonksiyon probleminin (penis sertleşme bozukluğu) kalıcı tedavisinde kullanılmaktadır.
ED 1000 erektil disfonksiyon tedavisine özel olarak geliştirilmiş sistemdir.
Bu sistem, düşük enerjili şok dalgaları üretir ve sadece bu tedavi için tasarlanmış özel başlıklar ile uygulanır.
Yapılan araştırmalarda, uygulanan şok dalgalarının yeni mikrodamarlar (angiogenesis) oluşturarak penisdeki kanlanmayı artırdığı, buna bağlı olarak sertleşme kalitesinde belirgin düzelme sağladığı gösterilmiştir.
ED 1000 tedavisinde başarının yüksek oranlara ulaştığı uluslararası bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır.
• ED 1000 tedavisinde olumlu sonuçlar erken seanslardan itibaren alınmasına rağmen tedavi protokolünün tamamlanması kalıcılık açısından önemlidir.
• ED 1000 uygulaması kalıcı bir tedavi metodudur, geçici çözüm değildir.
• ED 1000 uygulaması Amerika ve Avrupa’da birçok klinikte güvenle uygulanmaktadır.
ED 1000 sadece sertleşme sorununa özel tasarlanmıştır ve bu konuda tüm dünyada tıp literatürüne girmiştir.
• İlaç yok-ağrı yok
• Yan etki yok
• Başka organlara etkisi yok
• Kalp damar hastalarında risk yok
• Cerrahi işlem yok
• Anestezi yok
• Cinsel aktivite için önceden planlama yok
• Hastanede yatma gereği yok
• Geçici etki yok
• Sürekli maliyet yok
• Kullanım zorluğu ihtiyacı yok
Erkeklerde sertleşme sorunları
İmpotans (İktidarsızlık)
İmpotans (İktidarsızlık); erkeklerde cinsel birleşme için gerekli sertliği sağlayamama veya ilişkiyi devam ettirebilmek için gerekli süre boyunca sertliği koruyamama durumudur.
Nedenleri ve sıklığı
İmpotans pek çok farklı nedene bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir. Bunlar şöyle sıralanabilir:
Şeker hastalığı
Damar sertleşmesi
Yüksek tansiyon
Hormonal hastalıklar
Nörolojik hastalıklar
Bazı ilaçların kullanımı
Geçirilen çeşitli ameliyatlar
Psikolojik nedenler
İmpotans yukarıda sayılan tek bir etkene bağlı olabileceği gibi bir kaç etken nedeniyle de oluşabilmektedir.
İmpotans ne kadar sıklıkla görülür?
İmpotans oldukça yaygın bir durumdur. İmpotans 45 yaş üzerinde neredeyse her 3 erkekten birinde görülmektedir.
İmpotans nedenleri nelerdir?
Sertleşme ile ilgili damar veya sinir sisteminde bir bozukluk olmaksızın impotans şikayeti kişinin duygusal durumuna bağlı olarak ortaya çıkıyorsa bu psikolojik impotans adını alır. Bu tanım dışında kalan tüm impotans şikayetleri ise organik impotansdır. Psikolojik impotans da uygun psikolojik destek ile sorun halledilebilir.
Organik impotansının olduğu bilinen kişilerde de kişinin gündelik hayatı bu durumdan etkilendiğinden psikolojik olarak kendini kötü hissetme, kızgınlık, başaramama korkusu ve depresyon gibi durumlar ortaya çıkabilir.
İmpotans nasıl tedavi edilir?
İlaç Tedavileri:
Yohimbin-Hindistan ve Afrika’da yetişen bir ağacın gövdesinden elde edilen doğal bir ilaçtır. Uygun hasta seçimi ile %25-40 başarı elde edilebilir. Genellikle kullanımla ilgili bilinen ciddi yan etkileri yoktur.
Viagra-Sertleşmenin oluşumunda etkili olan vücuttaki maddelerin yıkımına engel olarak ereksiyonun kalitesini ve süresini uzatarak impotansta etkin olan bir ilaçtır. Bu ilacın etkili olabilmesi için kişinin az da olsa kendi ereksiyonlarının olması gerekmektedir. Uygun seçilen kişilerde başarı oranı % 75’lere kadar çıkmaktadır.
Hormon Tedavileri: (başarı şansı düşük)
Erkeklik hormonunun (testosteron) cinsel gücü arttırdığı ve ileri yaştaki erkeklerde impotansın hormon eksikliği sonucu ortaya çıktığı görüşleri yanlıştır. Hormon tedavisi sadece erkeklik hormonunun bulunmadığı veya çok nadir olarak da prolaktinemi adı verilen durumda etkilidir. Erkeklik hormonu direk olarak sertleşme mekanizmasına değil daha çok kişilerin cinsel istek dürtüleri üzerine etkiilidir. Hatta organik nedenlerle impotansı olan kişilerde kişinin sertleşmesi üzerine etkisi olmadan cinsel isteği arttıracağından daha çok sorun yaratabilir.
Vakum Cihazı: (%40-50 başarı)
Mekanik bir pompa sistemidir. Etki mekanizması; dışarıdan uygulanan vakum cihazı sayesinde penise kan akımını arttırmak ve daha sonra penis köküne konulan bir lastik yardımı ile bu kanın burada kalmasını sağlamaktır. Güvenilir etkinliği olan bir cihaz olmasına karşın mutlaka emniyet sibobu bulunan ve tıbbi bir firma tarafından imal edilmiş aletlerin kullanılması gerekmektedir. Bu yöntemin en büyük dezavantajları, devamlı olarak bir çanta ile vakum cihazını taşıma zorluğu, lastik bölgesinin altında sertleşme olmadığından bu noktadan penisin oynar durumda olması ve bazen de uygulanan negatif basınç nedeni ile hissedilen ağrıdır.
Enjeksiyon (iğne) Tedavisi (%70-80 başarı)
Direk olarak penis içerisine normal sertleşme sırasında vücutta salınan maddelerin benzeri maddelerin verilerek sertleşmenin sağlanması yöntemidir. Başarı şansı yüksek olan bu yöntemde kişi ilişkiye girmeden yaklaşık 10-15 dakika önce enjeksiyonu yapar ve ilacın etkisi ortalama olarak 30 dakika ile 90 dakika sürer. Her ne kadar kullanımının penis içerisine enjeksiyon yapılmasını gerektirmesi kullanımı konusunda soru işaretleri doğurmakta ise de halen tüm dünyada büyük oranda kullanılan ve etkin bir yöntemdir. Bu tedavi özellikle diğer ilaç tedavilerinden fayda görmemiş veya ameliyata bağlı olarak impotansı olan kişilerde etkin olabilmektedir. Bilinen en önemli yan etkisi kamışta yanma hissidir; ancak uygun dozda kullanılmazsa daha sonra penise büyük zararlar verebilen uzamış sertleşmelerdir. Bunun olmaması için tedaviye doktor nezaretinde başlanması gerekmektedir.
MUSE (idrar borusu içerisine tıpa tedavisi)
Enjeksiyon tedavisinde kullanılan maddelerin benzerleri kamışın ucundan idrar borusunun içerisine verilir. Buradan emilen bu maddeler kamışa geçerek etki ederler. Ancak buradan emilen madde miktarı her zaman sabit değildir ve bazen yeterli olmayabilir. Başarı şansı hastalara göre değişir. En sık görülen yan etkisi yanma hissi ve daha sonrasında idrarda hafif kanamadır.
Penil protez (Mutluluk Çubuğu) (%95-99 başarı)
En etkili tedavi kabul edilmektedir. Esas olarak peniste sertleşmeyi sağlayan boruların içerisine ameliyatla sertleşmeyi gerçekleştirecek protezlerin (mutluluk çubuklarının) yerleştirilmesi işlemidir. Birçok çeşitleri bulunmaktadır. Mekanik veya hidrolik sistemler mevcuttur. Tabii ki cerrahi gerektirdiğinden tedavi seçenekleri arasında en son düşünülmesi gereken yöntemdir. Diğer tedavi seçenekleri ile başarı sağlanamayan veya diğer tedavi seçeneklerini kullanamayan kişilerde son tedavi seçeneği ve en başarılı olanıdır.
İmpotans, iktidarsızlık veya tıbbi olarak erektil disfonksiyon günümüzde birçok tedavi seçeneği ile tamamen ortadan kaldırılabilen bir durumdur. Ancak her kişi için uygun tedavinin belirlenmesi ve belirli bir yol takip edilerek tedavinin yönlendirilmesi elde edilecek başarıyı kalıcı ve etkin kılar. Bunu sağlamak için doktorunuzla sıkı ilişki içerisinde bulunmanız gerekmektedir.
- Published in Androloji, Sertleşme problemi